Türk Okçuluğunda Yarışma Türleri
1. Uzun Mesafeye Ok Atma Yarışmaları
a. Menzil Atışları
Menzil atışlarında rüzgar istikametine göre atış yerleri
belirlenmiştir. Okun atıldığı nokta “ayak taşı”, doğrultusu da
“ana taş” adını alan dikili taşlar ile belirlenmiş bu rotaların
her biri “menzil” olarak adlandırılmıştır. Adını da buradan alan
“menzil” atışlarında belirli şartlar ve kurallar çerçevesinde
okun atılabildiği en uzun mesafe, yeni bir rekor demekti.
Okun düştüğü yere “menzil taşı” denen mermerden bir sütun
dikilir, atış yönüne bakan kitabesine atıcının adı, mesleği,
atışın yapıldığı tarih ve mesafe yazılırdı. Bu metinler şiir
formunda ve çoğunlukla dönemin ünlü bir şairi tarafından kaleme
alınır, hat ustası tarafından kağıda dökülür ve taş ustaları
tarafından da mermere işlenirdi. Her biri birer sanat harikası
olan bu taşlardan günümüze dek ulaşabilenleri eşsiz bir güzellik
sergilemektedir. Artık maalesef bir yerleşim yeri olsa da
İstanbul Okmeydanı bölgesi, halen bir açık hava müzesi
niteliğindedir (bkz. Resim Galerisi,
Okmeydanı Menzilleri,
Harita).
Elbette bu atışların da bir takım kurallar çerçevesinde ve
yetkililerin nezaretinde yapılması şarttı. Kurallara uygun
yapılmayan ve yetkililerin onaylamadığı bir atışta rekor kırılsa
bile bunun kayıtlara geçirilmesi mümkün değildi.
b. Uzun Mesafe Ok Atma Yarışmaları (Ok Koşuları)
Uzun mesafe ok yarışmaları ise çoğunlukla Menzil atışları ile
karıştırılan, fakat hiçbir ilgisi olmayan bir başka sportif
aktivitedir. Bu aktivitede okçular herhangi bir rüzgar ile,
herhangi bir doğrultuda atışlarını yaparlar ve birbirlerini
geçmeye çalışırlardı. En önemli fark, mesafenin ölçülmemesiydi.
Kazanan ok, en ileri düşen oktur. Atışlar gene “ayak yeri” denen
sabit bir noktadan yapılırdı. Atış yönü kararlaştırıldıktan
sonra ileriye 80 gez (53 m) aralıkla iki bayrak dikilir ve ok bu
aralık dışına düşerse geçersiz sayılırdı. Ayrıca atışlar ok
meydanları dışında, mesire yerleri, köşk bahçesi gibi elverişli
alanlarda da yapılabilirdi.
Atıcılar, atış yapabildikleri mesafeye göre dört farklı
kategorilerde yarışırlardı. Her kategoride, Tablo 1’de
gösterilen sıralama, sayı ve cinste oklar atılırdı. Atışlar
sonrasında en uzağa okunu düşürene merasimle ödülü verilirdi.
Atış sırası |
Atıcı kategorileri |
Atılan ok sayısı |
Atılan okun cinsi |
1 |
1100'cüler (726 metre) |
11 |
Pişrev |
2 |
1000'ciler (660 metre) |
9 |
Haki* |
3 |
900'cüler (594 metre) |
7 |
Haki |
4 |
Yeni başlayanlar ve ihtiarlar** |
5 |
Sala azmayişi |
Tablo: Uzun mesafe ok koşusu kategorileri. (1 gez = .66 cm)
Pişrev oku: En çok kullanılan,
kemik uçlu, kısa yelekli, hafif menzil oku. Haki oku:
Şekil olarak pişrev ile aynı
fakat daha uzun yelekli ok. Sala azmayişi:
Yaşlı kemankeşlerin kullandığı,
diğer çeşit menzil oklarından daha hafif, ince ve kısa ok. Ucu
zeytin biçimli ve metaldir.
* Yarışmada padişah bulunuyorsa pişrev oku atılması gereklidir.
** Bu kategorideki tüm atışlar, yarışmacılardan en düşük
kuvvetli yaya sahip olanınki ile yapılırdı.

2. Hedefe Ok Atma Yarışmaları (Puta Atışları)
Puta atışlarında tekler arasında olduğu gibi takımlar
arasında da yarışmalar yapılırdı. Takımlar arasında hedefe atış
müsabakaları yapıldığı zaman hangi takımın önce atacağına kura
ile karar verilirdi.
İlk atacak taraf putanın karşısına geçer, diğer takım oyuncuları
da sırayla oklarını atarlardı. O esnada karşı takımın oyuncuları
yaylarını sağ omuzlarına asarak putanın biraz açığında bir sıra
halinde dururlardı. Putaya karşı duranlar önceden
kararlaştırılan sayıda (ki genelde 7, 9, 11 gibi tek sayı
olmalıdır) oklarını attıktan sonra yaylarını sağ omuzlarına
asarlar, putaya doğru tekbir getirerek yürürlerdi. Diğer taraf
da düz bir sıra halinde aynı şekilde onlara doğru yürümeye
başlardı. Takımlar karılaştığında her atıcı karşısına gelenle
kucaklaşır, öpüşürdü.
İlk atışlar sonrası hedefi vuran oklar toplanır, atıcılar
tekkesi şeyhinin önüne konurdu. İkinci takım da sırayla
atışlarını yaptıktan ve birinci takımı merasimle selamladıktan
sonra, hedefteki oklarını çıkarır Şeyhin önüne getirilir ve
sayılırdı. Oklar eşit çıkarsa koşu bölüşülürdü (beraberlik).
Puta atışlarında puanlama hedefe vuran ok sayısıdır. Hedef
üzerinde herhangi bir puan bölgesi söz konusu değildir.
Yarışmalarda kazanan tarafa verilen hediyelere öndül denirdi.
Yarışma anlamında kullanılan “koşu” kelimesi de hediye yerine
kullanılmıştır.
3. Gösteri Atışları
Diğer atışlar genelde gösteri ve oyun amaçlı
yapılmışlardır. Bu atışlar resmi olarak yapılan uzun mesafe
atışları ve puta atışlarından ayrı tutulmalıdır (bkz.
Disiplinler) Bunun dışında "hedef" kavramı Türkler
için pek çok anlama gelebilmektedir:
- Su ile yumuşatılan kil blokları,
- Parlatılmış metalden yapılan aynalar,
- Mermer, saban demiri, bardak vb. çok sert objeler
yaya okçular tarafından hedef olarak kullanılmışlardır.
Atlı okçular tarafından ise;
- Uzun direkler ucuna yerleştirilen su kabakları veya
çanaklar,
- İnsan boyutunda kuklalar,
- Topraktan tümsekler,
hedef olarak kullanılmıştır. Bu tür atışlar özünde
gösteriden çok zinde kalma anlamını taşımaktadır..

Hasib Efendi'nin 1719 tarihli darb kütüğü (Askeri Müze, İsyanbul)
|

Sultan II. Mahmud'un menzil taşına ait ayrıntı.
Özellikle ateşli
silahların orduda yer almasından ve yayın etkin
silah özelliğini yitirmesinden sonra, uzun mesafe
atışları, Türk spor okçuluğunun en gözde dalı haline
gelmiştir.

Bilal Ağa menzil taşı (630 metre mesafe ile)

Üst: Okmeydanında sepete ok atışları
(Anonim artist, 17. yy / Yayınlayan
F. Taeschner, 1924), Alt: Atış pozisyonu, Kemal Gurses (1937)
(Kaynak: Şinasi Acar)


Üst: Sultad III. Murad (1546-1595) atlı okçuluk
taliminde
(Surname-i Hümayun, 16. yy sonu), Alt: Yavuz
Sultan Selim (1470-1520) "ayna"ya darb ederken (Hünername,
16. yy)
 |