Türk Okçuluğunda Atış Türleri
Osmanlı’da spor maksatlı okçuluk yarışmalarının birkaç çeşidi
vardır. Yarışmaların başta geleni uzun mesafe atışları idi. Bu
disiplinde Osmanlı okçularının dudak uçuklatan mesafelere ok
düşürdüğü kayıtlara geçmiştir. Pek çok belge ve yazılı kaynak
ile doğrulanan bu bilgiler, bilim çevresi tarafından kabul
görmüştür. Yalnız bazı milliyetçi batılı azınlıklar tarafından
halen inanılması güç bilgilerdir.
 |
"Puta"
hedefi: Talaş yahut pamuk çekirdeği ile doldurulmuş deri
torba.
(Askeri Müze, İstanbul) |
İkinci yarışma şekli hedef atışları idi. “Puta”
adı verilen hedeflere atılmasından dolayı bunlara “puta atışı”,
atılan yaylara “puta yayı”, hatta oklarına “puta okları”
denirdi. Okların yelek ve formları hedef okçuluğuna uygun olduğu
gibi, genelde günümüzde kullandığımız zeytin çekirdeği
formundaki metal uçlar kullanılırdı.
Diğer gösteriye yönelik atışlar arasına sert cisimleri delme
ve atlı okçuluk disiplinlerini koyabiliriz.
Ucu sertleştirilmiş çelik uçlarla kalın ağaç kütüklerini veya
sert maden levhaları delmek, ilgi çeken bir gösteri idi. Yüksek
kuvvet ve atış tekniğine sahip atıcılar, üst üste konmuş birkaç
maden levhayı kolaylıkla delebilirlerdi. Müzelerde bu çeşit
atışlarla delinmiş objeleri görmek mümkündür. Bu atışlara “darp”
atışları denmektedir. Adını aynalı zırhın büyük metal
plakalarından alan “ayna” hedefler ise bir başka sert cisim
hedefleridir.
Bir diğer gösteri atışı “kabak atışı” diye adlandırılan ve at
üzerinde yapılan atışlardır. Burada at dörtnala giderken, uzunca
bir direğin ucuna konan hedefin tam altından geçildiği anda okçu
atışını yapardı. Kabak atışı, direğin ucundaki hedefin genelde
kabak olmasından kaynaklıdır. Bu atışlar, kondüsyon,
konsantrasyon, ata binme ve ok atma tekniğinin en üst seviyede
olduğu atışlardır. Tırnaklı hayvanların ok meydanlarına girmesi
yasaklandığından, bu atışlar için kabak meydanları tahsis
edilmiştir. .
Detay: II. Murad (1402-1451)
şehzadelik
zamanında kabak oyunu oynarken.
(Hünername, 16. yy)
|

Saban demiri ve zile yapılan "darb" atışları. (Askeri
Müze, İstanbul)

 |