Bursa'da okçuluk (Ahmet Tepehan)
E-Posta:

Bursa'da okçuluk

Ahmet Tepehan - 18 Aralık 2008 Perşembe

Tarihimizde büyük öneme sahip olan Bursa şehrinde okçuluğun olmaması düşünülemezdi. Gerek Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında, gerek yükselme döneminde ve sonrasında, hatta günümüzde Bursa şehrinin önemini göz ardı edemeyiz. Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde başkentlik yapmış olan bu şehir, günümüzde de olduğu gibi elbette ticari faaliyetlerin yoğun olduğu bir ildir. Dolayısıyla hanlarıyla çarşılarıyla yolların kesiştiği bir yer olmasının da etkisiyle tarihte hareket ve bereket eksik olmamıştır Bursa'dan.

Şimdi bu hareketlilik içinde Bursa'da okçuluğun öyküsüne giriş yapabiliriz. Yaşadığımız coğrafyada okçuluğun kurumsallaşması İstanbul'un fethinden sonra sistemli bir şekilde gelişmiştir. Biz burada günümüzde Bursa'da yapılan okçuluk faaliyetleri hakkında bilgi vermeden önce kurumsallaşma öncesinde ve sonrasındaki durumu hatırlatmakta fayda olacağı kanaatindeyiz.

Osmanlı devletinin askeri gücünün en önemli bölümünü okçuluğun oluşturduğunu düşünüyorum. Çok küçük yaşlarda okçuluk eğitimine başlayan çocuklar zamanla okçulukta ulaşılmış en ileri teknik ve yayın da etkisiyle usta birer kemankeş olarak toplumdaki yerlerini almaktadırlar. Bursa da başkent olduktan sonra gerek askeri yapılanma gerekse savaş öncesi ve sonrasında yapılan sportif amaçlı etkinliklerde okçuluk yeteneklerini sürekli taze ve canlı tutagelmiştir. Kurumsallaşma sürecinde okçuluk kurallara bağlanarak daha sistemli ve etkin bir şekilde varlığını sürdürmüştür.

Bugün Bursa'daki "Okçular Çarşısı" bundan birkaç asır evvel ok ve yay yapan ustaların bulunduğu bir çarşıdır ve adını da buradan alır. Bununla birlikte Bursa'da ok meydanları ve meydanlara dikilen menzil taşları da bulunmaktadır yıllar evvelinde. Hatta ve hatta Bursa'dan namı geniş diyarlara yayılan çok meşhur bir kemankeş de çıkmıştır. Bu kişi Bursalı Şüca'dan başkası değildir. Okçuluk ile ilgili biraz araştırma yapıldığında Bursalı Şüca ile Tozkoparan İskender arasındaki tatlı rekabeti görüp hayran kalmamak elde değildir. Yine Bursa sicillerinden tespit ettiğimiz kadarıyla günümüzde Bursa Atlıspor'un bulunduğu alan, eski bir ok meydanıdır.

Geçmişten günümüze yaklaştıkça teknolojik ilerlemenin sonucu olarak ateşli silahların icadından sonra da okçuluk önemini yitirmemiş kurumsallaşma sürecinin getirisiyle uzunca bir zaman geleneksel sporlarımız olan cirit güreş vb. sporlar gibi müsabakalarda yerini korumuştur.

Nitekim yaşanan ekonomik ve siyasi sorunlar okçuluğa da sirayet etmiş ve yay-ok yapan ustalar geçimini sağlayamaz duruma gelmiştir. Böylece okçu ve yaycı esnafı birer birer kepenk indirmek zorunda kalmıştır. Zamanla ata sporlarımızın bence en önemlisi olan okçuluk unutulmaya yüz tutmuş ve unutulmuştur. Cumhuriyet tarihimizde okçuluğu canlandırma adına birkaç girişimde bulunulmuştur. Hatta bu girişimlerinin ilkini Atatürk gerçekleştirmiştir. Fakat 1937 yılında Atatürk'ün emriyle kurulan Okspor Atatürk'ün ölümünden sonra 1939'da yağmalanarak kapatılmıştır. Sonrasında birkaç girişim daha görüyoruz. Aslında cumhuriyet tarihinde okçuluğu farklı bir başlık altında inceleyebiliriz.


Uludağ Üniversitesi Okçuluk Topluluğu sporcuları antrenman yaparken

Bugün Bursa'da yapılan okçuluğun serüvenine gelecek olursak; okçuluk Bursa'da aktif bir şekilde yapılmaktadır fakat tarihte yaşadığı sıkıntılar halen devam etmektedir.

2000 yılından beri Uludağ Üniversitesi'nde Beden Eğitimi Bölümünde, defalarca kez milli olmuş, uluslar arası yarışmalarda ülkemizi başarıyla temsil etmiş ve okçuluk sporuna 20 yıldan fazla zamanını ve emeğini vermiş Öğretim Üyesi Ahmet Kütahyalı tarafından okçuluk dersleri ücretsiz olarak verilmektedir. Benim okçuluk ile tanışmam da Ahmet Kütahyalı ile 2003 yılında tanışmam ile başlamıştır. Zaten çocukluktan beri içimde olanı dışarı çıkarma zamanı gelmiştir artık.

2005 yılına geldiğimizde okçuluğun kitlelere nasıl ulaşacağı sorusuna cevap ararken bir kurumsallaşma fikri üzerinde karar kılınarak Uludağ Üniversitesi Okçuluk Topluluğu'nu kurduk. 2006 yılında Ahmet Kütahyalı' nın tayini sonucunda İzmir'e gitmesiyle topluluk antrenörsüz kalmış fakat Ahmet hocanın yetiştirdiği okçuluk topluluğu üyeleri kurumsal yapıya taşıdığımız okçuluğu sekteye uğratmadan kitlelere ulaştırmaya devam etmektedir.

Geçmişte bizlerin çabasıyla kurulmuş olan ve hala faaliyet gösteren bu topluluktan sadece üniversite öğrencileri yararlanabiliyor. Gönül ister ki ata sporumuz olan okçuluğu daha geniş kitlelere yayalım fakat bunun için ne malzememiz yeterli ne de teknik imkanlarımız.

Yine de Bursa'da yaşayan okçuluk ile ilgili merakını gidermek isteyen kişiler sorularını rahatlıkla bizlere sorabilirler. Hiç bir karşılık beklemeden paylaşıma hazırız.


Bursa Olay TV Görüntüleri


Ahmet Tepehan yazıları

Son Yazılar
  • Federasyonun Qinghai Seferi (Kemal Cebecik)
  • 5. Dünya Geleneksel Okçuluk Festivali (WTAF), Kemankeş ve Türk Okçuluğu Birliği (Y. Metin Aksoy)
  • Ok, Yay, Puta ve Ben (Özlem Uçan)
  • Vakıflar Haftası ve Okmeydanı (Z. Metin Ateş)
  • Türk Tipi Örme Zırh Yapımı (Gökmen Altınkulp)
  • Ok ve Yayın Türk Devlet Geleneği ve Hakimiyet Anlayışındaki Yeri (Erkan Göksu)
  • İstanbul'un Fethine Davetlisiniz (Kemankeş Arşivi)
  • Başkurtlar Hakkında (Azat Kuldevlet)
  • Bazı ağaç odunlarının fiziksel özellikleri (İlkay Demirhan)
  • Törökbalint günlüğü (Şafak Tavkul)
  • Bursa'da okçuluk (Ahmet Tepehan)
  • Kaynak belirtmek şartı ile içeriği kopyalayabilirsiniz. Kemankeş® markası tescillidir ve tüm hakları saklıdır.